Bir tek camel soft'un ve camel black'in değerinden fazla verilmiş dolumsuz gaz haznesi bulunan çakmakla yakılmasıyla başladı, ilk göz ağrısının ilk kelimesini sarfedişinden sonraki gözlerde okunan heyecan ve mutluluk kadar güzel bir mide kıpırtısı ve aradığını bulmuşluğun verdiği o garip hüznün katmerlediği tattıkça sonunun olduğu hayaline kapıldığımız fakat her tadımda sonunun gelmediğini farkedişimiz kadar çocuksu mutluluk. Farkına varamadığımız yalpalayan adımlarla yürüyen, mezesi asla yanımızdan eksik etmediğimiz bir kalıp süzme beyaz peyniri andıran sırrımız olan fakir ama mutlu rakı tadında aşk sarhoşluğumuza kapılmıştık belki. Sen aşkı aradığını farketmeden sunmuştum sana yalnız yattığın odana süzen sokak lambalarından daha ümit dolu uykuları.
Sözler tutuldukça daha derin kayboluşlarımız, tek arkadaşımız uyumadan önce gözlerimizi kapattığımız ve kalp kırıklığımızın yarattığı özlemin midemizin almadığı günlük ekmeklerin bıraktığı kırıntıların oluşturduğu son karanlık. Her uykusuzluk sebebi kan çanağı gözlerden akan yaş kadar seller dolu içimiz, keşfedilmesi ölümcül riskler kadar derin okyanuslarla doluyuz. Hayatımızın ikinci kadını olan şeye bakıyoruz her gece. Anlamını bilmediğimiz fakat hayallere, gözyaşlarına, gülümsemelere, çekilmez baş ağrılarına sürükleyen karanlığımıza sarılıp uyuyoruz. Sabaha bizi sağ salim ulaştıran karanlığımı aldatıyorum seninle. Gittiğim her yer beni seri katil hükmetmiş eski sevgili nefretiyle dolu, kaprakaranlık. Kapılardan daha açık kollar var. Gözlerini aç, ben yanında olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder